Resimlerden seçmeler
Bu resmi kızım çekti, biraz gülmemi istemiş idi, abartmış olabilir miyim?
Notebook kamerasından çekilmiş bir resim...
Her zaman her konuda her soruna karşı gülerek çözüm bulmayı seviyorum, çözüm bulamasam bile hiç yoktan gülmüş oluyorum...
Eğer dostlarınla beraber sağlıkla güzel bir akşam yemeği yediysen daha ne ister bir insan evladı ki...
Hafif de bir demlenme var galiba, ama herşeyden önemlisi sağlık, o varsa herşey olur...
Daha ne kadar ciddi olunabilir bilmem...
Sanki biraz gülmüşüm ama bu sayılmaz...
Bu fotografı kim nasıl çekmiş hatırlamıyorum ama insan hiç bu derecede kızmamalı, sanıyorum 1990'lı yıllar, daha çok başındayım iş hayatımın aslında...
Zaman zaman bıyık / sakal bıraktığımda olmuştur, en son sakalları keserken böyle bir şekil yapalım dedim...
Bu bıyıkla tek başına olmazdı, ancak bu favorilerle çekilirdi, son durum bu şekilde olmuştu...
Sakal bıraktiğim olmuştur ama ilk defa bu kadar uzattım...
25 Haziran 2015'de aramızdan ayrıldın anacım, bir gün biryerlede tekrar görüşeceğiz, biliyorum. O zaman gelene kadar iyi bak kendine...
19 Eylul 2023'de aramızdan ayrıldın babacim, bir gün biryerlede tekrar görüşeceğiz, biliyorum. O zaman gelene kadar iyi bak kendine...
Annem ve Babam hayatta değiller artık ama olsun, her zaman kalbimizde...
Yaz henüz başlamak üzere, biraz serinlik var hala daha...
Kızımla birlikte Bozyazı'ya gittiğimiz zamanlardan bir tanesi.
Hayatta değiller artık ama her zaman yanımda ve kalbimde hissederim...
Haklarını ne yaparsak yapalım ödeyemeyiz...
Didim'de İyi Yaşantı sitesinin 40 ıncı yıl kutlamaları...
2013'den güzel bir anı...
Birgün bir yerlerde yine böyle güleceğiz hep birlikte, ne kadar güzelsiniz...
Yaklaşık 2 yaşlarındayım burada...
Hem de baya eski bir zamandan, yaklaşık 55 yıl öncesinden bakıyorlar bize, önde oturan adam benim...
Hayatta en güzel şey insanın bir kız çocuğunun olması derlerdi, inanmazdım. Çok doğruymuş
Kızım da benim kafadan, dolaşma olsun da neresi olursa olsun, Tuz gölüne gittik, ben ilk defa gitmiştim hazır Ankara'ya kızımın yanına gitmişken kaçalım dedik...
Güzel bir hafta'nın ardından Bozyazı'dan İzmir'e geri dönerken biraz değişiklik yapalım dedik, sanıyorum Düden idi burası ...
Hesapta yokken birden sabah kahvaltısını dışarıda yapalım dedik, kış olmasına rağmen hava da gayet güneşli idi ...
Bozyazı'ya giderken kıyıdan gidelim dedik o yaz, karşıma birden Ölüdeniz 17 KM tabelası çıktı, eh biz de çağrıya uyduk kızımla ...
Herkes sahili çeker ama bana bu tarafı daha ilginç geldi, sanki bıçakla yarılmış gibi ...
Gerçekten her geçişimde beni etkileyen bir durumu var burasının, ama sahil ve deniz harika tabii, mutlaka görülmeli ...
Kaputaşın beni daha çok etkileyen kısmı resimde ki gibi sanki yarılmış gibi görünen kara bölümü...
Moskova'ya kadar gidip de Nazım Hikmet'i de bir ziyaret etmek yakışırdı, yaptım...
Kendisi için birşey istemedi hiçbir zaman Atatürk, varsa yoksa milleti oldu onun için hep. Anıtkabir tabi ki muhteşem ve insan gerçekten duygulanıyor, mutlaka gidilmesi gereken ilk yerlerden birisi Anıtkabir.
Kızım Ekin kucağımda, Ekin'in annesi ve kucağında yeğenim Sabriye. Şimdi hepsi bizi kucaklarına alacak kadar büyüdüler. Sağlıkla devam etsin hepsi.
Herhalde 30 yıl sonra tekrar bir araya geldiğimiz ufak bir yemek organizasyonu yaptık, aramızda olmayan Erbil arkadaşımla da bir gün biryerlerde bulaşacağız eminim ki tekrar...
40 yıl sonra BAL'dan 1982 dönem mezunu arkadaşlarla bir araya geldik. Sanki hiç mezun olmamışızda haftasonu bir araya gelmişiz gibi geldi bana. Güzel bir gün oldu, 2022 mezunları ile de Mezuniyet töreni yaptık, bizim zamanınımızda sadece mezuniyet yemeği olmuştu bir tören olmamış ve kep giymemiş idik. İçimizde kalan bu durum 40 yıl sonra telafi edildi.
40 yıl sonra gelen Kep, mezun oldum sonunda... Diplomamı, Nedim Ekmekçiler arkadaşımdan aldım. Mutluluğum görülüyor zaten...
Klasik olduğu söylenen şekilde merdivenlerde de kepli bir fotomuz oldu topluca.
Akşam üstü biraz bira ve patates kızartması için toplanılmış, bekleniyor...
Çok ilginç bir hayvan, ne zaman bir tarafım ağrısa özellikle o tarafa gelip mır mır'larıyla iyileştiriyor beni...
Zaman zaman öyle haraketleri ve duruşu var ki zannedersin bir insan...
Hayvan deyip geçmemek lazım, o da biliyor nerede rahat edileceğini...
Gördüğünüz gibi şakası yok bunun...
Henüz yavru yok, 1 yaşlarında idi 2020 sonlarında...
Kedi ve köpeğin geçinemediği külliyen bir hurafe bana göre...
Nedense şahsen bir köpek sahibi isem adı da Toros oluyor. Herhalde ilk beslediğimiz Sivas Kangal'la ilgilidir bu. Bu da abimin karşısına yolda çıkmış olan Toros. Abim yavruyken almış ve büyütmüş idi. Ne yazık ki artık aramızda değil ama çok iyi bekçi idi, kuş uçmazdı.
Habersiz kimseyi bahçeye sokmazdı.
Şimdi bu güzellikler ne yazık ki aramızda değiller hiçbirisi, foto yaklaşık 10 yıl önce çekildi ve hepsi de gayet güzel anlaşılırdı. Aynı kaptan yemek bile yediler, hayvanlar alemi başka kesinlikle...
Evde ki kedi nufüsunun önemli bir bölümünün başlangıcıdır Sultan. Abim arabayla giderken yolda çıkmış karşısına, yavru imiş o zamanlar. Şimdi o da yok artık ama genleri hala ortalıkta.
Ciddi bir yağmur sonrası bahçede dolaşayım derken nerede ise mahsur kalacaktım. Yeni krizma yapılmış olan yerde dizlerime kadar battım resmen gördüğünüz gibi.
Ne yazık ki ömürleri bizlere göre kısa. Dolayısı ile bir zaman sonra burada yaptığımız gibi sadece resimleri ile hatırlıyoruz. Hepsi de harika yaratıklardı.
Bir zamanlar evin bulunduğu Ağzıkara mevkisinin en cazgır kedisi demez kimse bu resmi görünce. Ama gerçekten de harika bir kedi idi. Artık yok ne yazık ki ama yavruları hala ortalıktalar.
Ne zaman bahçeye çıksam "Kara" diye bağırdiğim anda nerede olursa olsun hemen çıkar gelirdi. Bu da o anlardan bir tanesi işte, sanki "Neden çağırdın ki? " diye bakmıyor mu sizce de?
Fıstık'ın geçen sene 7 tane yavrusu oldu, yuvadan çıkıp güneşlendiği sırada kedilerden birisi de süt kokusunu almış olacak ki bu sefer o geldi emmeye başladı. Fıstık da hiçbir şey yapmadı. Hayvanlar alemi insanlarınkinden çok daha güzel sanki...
Ortalık bahçe olunca yavrularda her tarafta dolaşıyordu, ama bu pozu çok iyi yakalamış abim, 4'u bir arada sandığın içinde ...
Her ne kadar kanatlı da olsalar yerlerini çok beğendiler, uçup gitmiyorlar ilginç bir şekilde, biz de beslemeye devam ediyoruz tabii...
Hayat devam ediyor bir yandan da. Çok ilginç ki doğduktan çok kısa bir süre sonra ayaklanıp ortama ayak uyduruyorlar hemen.
Yemek yerken güvercin geldi kondu masaya, o şekilde bir baktı ki ekmek vermeden duramadım, sonrası malum nerede ise kafama çıkıyordu...
2022 yılı itibari ile son durumu nedir bilmiyorum ama Kiev'in meşhur "Meydan"dayım, sanıyorum 2018'de çekilmiş bir fotoğraf. İş gezisi bitmiş kalan zamanda meydanda dolaşırken karşımıza bir Şahin çıktı, e tabi ki hemen kaynamadan olmazdı.
2020 Nisan, pandemi yasakları yavaş yavaş gevşetiliyor ben de hava almaya çıkmışım, Kremlin'in önünde bir güvercin buldu beni, meğerse evcil imiş, adam seçip konar sonra da resim çektirirmiş, biz de uyduk tabi mecburen...
Bir İstanbul seyahatimde bulduğum bir boşlukta Ayasofya'yı da gezmek geldi aklıma. İçeri girer girmez bu sevimli kedicik karşıladı beni. Sonradan adının GLİ olduğunu öğrendiğim bu kedicik gelen herkesi benzer şekilde karşılıyor anladığım kadarı ile.
Yanlış hatırlamıyorsam Marmaris Selimiye taraflarında bir kahvede oturduk nefeslenmek için. O sırada bu vatandaş geldi, sanki "bana ne vereceksiniz" der gibi bakıyordu. Tabi ki biz de gerekeni yaptık artık.
Moskova'da hava nefis, sabah kalktım camı açıp biraz evi havalandırmak istedim. Bir de baktım ki camda bu kedi duruyor, hem de dik dik bakıyor ama bir o kadar da sevimli. Giriş katında oturuyor olsam neyse ama 15 inci katta bu manzara ile karşılaşınca insan bir tuhaf oluyor.
Sonradan Anlaşıldı ki komuşunun kedisi camı açık bulunca o da biraz hava almak istemiş.
Evet, burada gülüyorum ama aslında nefes alırken zorlanıyordum. Bu fotoğraf çekildikten 2 gün sonra herşey düzeldi. Ciğerler açıldı. Şimdi gayet iyiyim, 150 - 200 kulaç rahatlıkla atabiliyorum ki bu da yaklaşık 200 metre demektir.
Herkese sağlık dilerim herşeyden önce, o yoksa gerisi yalan oluyor çünkü. Kendinize dikkat edin, fiziki olarak vücüdunuzu sağlıklı tutmak için en azından yürüyün, ruhunuzu da müzik ile dinlendirin, besleyin.
İlaçlı BT çekilirken bir ilaç veriliyordu. Daha önce 3 kere verilen bu ilaç dördüncü seferde alerji yaptı nedense. Bu kızarıklıklar biraz daha fazla idi, verilen ilaç sayesinde odaya gelene kadar geçti, bu da o anda ki durumu idi.
Tüm dünyada ki banka üst düzey çalışanlarının 2008 yılı görüşmeleri için İstanbul Swissotel'de ki toplantısı.
O zamanki adıyla Finansbank simdi Credit Europe Bank'ın Türkiye'de ki Finansbank'ın kullandığı yazılıma geçişi yapılması için çalışılıyor. Ben de elden ne gelirse yardımcı olmaya çalışıyorum.
Burada birçok haftasonunda olduğu gibi yine bankadayım, muhtemelen Türkiyeden gelmiş arkadaşlar da onlara ayrılan salonda gece gündüz çalışmaya devam ediyor o anda da.
Çok nadir de olsa bazı haftasonlarında dışarı çıkap dolaşbilme fırsatı elde ediyordum. Bu da o günlerden birisi. Fotoğrafı çeken ertesi gün Türkiye'ye gidecek olan grupta ki arkadaşlardan birisi. Yorgunluk ileri düzeyde ama hayat da devam ediyor bir yandan.
Henüz banka resmi olarak kurulmamış, ben de ilk başlayanlardanım, sanıyorum 5 ya da 6 kişi var henüz. Bir binanın bir katında başladık çalışmaya, zor günlerdi ama başardık ekip ile birlikte.
İkinci yılında artık mevcut yere sığamaz olduk, Bilgi İşlem ile birlikte bir kaç birimle beraber yeni ofise taşındık artık. Bu da o günlerden kalan bir an, taşınma bitmiş yüzüm gülüyor tabi ki.
Hemen hemen aynı zamanlarda Genel Müdürlük de o zamanların Kiev'de ki en güzel ve yüksek binası olan PARUS'a taşındı. Parus kelime anlami yelken demekmiş, bina da gerçekten yelkene benzeiyordu.
Bir toplntı için gittiğim zamanlarda Onur ile bir fotoğraf çekilmişiz, şimdi kendisi Ukrayna'nın Genel Müdürü.
Bir hafta sonu sanıyorum 15 kişi civarında birkaç aile ile birlikte ben de katıldım Piknik olayına. O anlarda birisinde Tavlaya kötü kaptırmışız kendimizi.
Biraz sonra yeni yıl kutlamaları başlayacak biz hala ofisteyiz... herşeye rağmen güzel zamanlardı, hep güzel anları ile hatırlayacağım.
Mustafa ve Venara'nın evlilik günü. Her ikisi de bankada çalışan arkadaşlardı, güzel günlere de ortak olduk arkadaşlarımızın.
Coral Travel Rusya'da CEO'muz Coşkun beyin doğum gününden bir an.
Coral Travel Ukrayna'ya da sık sık giderdim, o zamanlardan kalan bir anı, şimdi bu alan ne halde bilmek bile istemiyorum doğrusu.
Ukrayna Genel Müdürü İzzet bey ve finans direktörü Tuncer bey ile çok sevdiğim Napule pizaya gitmişiz. Güzel bir gün ve sonunda da güzel bir yemek oldu.
Kısa bir süreliğine çalıştığım Credit Europe Romanya'da bir eğitim için Macaristana gittik, bankanın CIO'su Ali ile birlikte boş olan günümüzü de dolaşarak değerlendirdik.
Çocuk kimbilir nerelere dalmiş gitmiş, ama güzel memleket Macaristan da.
Credit Europe Leasing Genel Müdürü Alp, ailesi ile birlikte Romanya'da ziyaretime geldiler, arkada da dünyada monoblok olarak Pentagondan sonra en büyük bina olan eski diktatör Çavuşesku'nun sarayı.
Topluca ekibi görüyorsunuz. Kimler yok ki... ama en az 2 katı da hastanelerde çalışıyor, bu ekip merkez ekip idi.
Genel Müdür masamdan bir anı, güzel günlerdi.